" Doğal olan ve kültürel olan kategorileri arasındaki sınırlar, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin etkisiyle yerinden edilmiş ve büyük ölçüde bulanıklaşmış durumdadır
İnsan Sonrası, Rosi Braidotti
Amerika'da yakın dönemde bir genç kız anne ve babasını mahkemeye vererek kendilerinden şikayetçi olmuştu.Gerekçe ise oldukça ilginç bu genç kız kendisini çirkin buluyor ve cinsel pazar değerinin son derece düşük olduğunu ve mutsuz olduğunu düşünüyordu bunun sorumlusu olarakta genetik mirası yanı anne babayı suçluyordu.
Pekala İnsan ahlak bir varlıkmıdır bir insanın pazar değerini belirleyen onun ahlaki ve entelektüel kimliğimidir yoksa cinsel pazar değerimidir ortaya bir önerme sunalım biri çirkin ama entelektüel ve ahlaki moral değeri yüksek diğeri ise çok güzel ama ahlaki ve moral değeri düşük bir kız olsun yüzlerce erkek bu iki kız içinden muhtemelen güzel kadını seçecektir kimi romantikler insanlığın henüz o ahlaki olgunluğa ulaşmadığını söyleyebilir ama günümüz nesnel dünyasında insanın pazar değerini belirleyen ve karşı cinsi motive eden ahlaki ve entelektüel kimliği değil cinsel pazar değeridir.
Doğada eşitlik yoktur, ve insan idda edildiği gibi ahlaki ve entelektüel bir varlık değildir. Ve modern cinsel stratejiyi belirleyen bireylerin piyasadaki değişim değerleridir örneğin erkekte ekonomik kaynak kadında güzellik çekicilik gibi etkenler öne çıkıyor.
Bedenin tamamen medikalleşerek tıbbı deneğe dönüştüğü güzellik ve estetik endüstrisinin devasa bir boyuta ulaştığı çağımızda insanlar sürekli bir rekabete sürüklenir ve cinsel pazar değerlerini yükseltmek için çabalarlar dururlar.Cübkü cinsiyetler arası mübadeleyi belirleyen başat etken cinsel pazardaki değişim değerleridir.
Trans hümanizm insanın evrimsel kusurlarını ve doğuştan gelen tüm dezavantajlarını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir ereğe sahiptir. Trans hümanizm tüm doğal tanrıların düşmanıdır çünkü tüm doğal tanrılar kusurlu tasarımlara sahiptir, öyleyse yeni bir tanrı icat etmeliyiz kusursuz bir tasarıma sahip yeni bir tanrı.
Neden mi ? çünkü doğal insan doğuştan ve sonradan sahip olduğu pek çok evrimsel dezavantajlara sahiptir bazı insanlar engellidir bazıları hasta bazıları güzel bazıları çirkin bazıları uzun bazıları kısa doğarlar sınıflı toplumsal düzenden kaynaklanan eşitsizlikleri ortadan kaldırabiliriz ama evrimsel dezavantajlarımızı ve ondan doğan eşitsizlikleri ortadan kaldırmanın tek yolu kusursuz bir tasarıma sahip yeni bir tanrı icat etmektir o tanrı trans hümanizmdir
Nasılki İnsan ontolojisi ile hayvan ontoloji eşitlenemez ve insan bilinç sayesinde tüm hayvn türlerinden nitel olarak ayrışır. İnsan ontolojisi ile makine arasında böylesine uzlaşmaz bir çizgi vardır İnsan bilincinin bilgisayarlaştırılması insan özneliğinin ilgası ve insanın cinsel ve maddi yenidem üretim gereksinimlerinin ilgası anlamına gelir bu şu anlama gelir makine varsa insana ihtiyaç yoktur. İşte transdistopik gelişmenin amacı budur insana olan gereksinimi ortadan kaldırmak.
Trans hümanizm insanın bilgisayarlaştırma girişimidir. Trans hümanizm hastalık üeten kısa ömürlü bir biyolojik yapıya cinsel ve ekonomik çatışmaların sürdüğü ilkel bir sosyal sisteme sahip olan kusurlu insanı aşma girşimidir. Trans hümanizm insan ile ilgili hertüden fiziki ahlaki ve kültürel sınırları aşma girişimidir.
Trans hümanimzin ölümsüzlük arayışı ancak doğal insanın ölümü ile gerçekleşebilecek bir düştür. Bu açıdan trasnhümanistlerin önündeki en büyük etik sorun budur. Kusursuz TANRIYA ULAŞMAK için kusurlu varlık olan doğal insanın aşılması gerekiyor.
Transhümanizmin aşmaya çalışıtığı kusurlu insan şimdiki insandır. Komplo çevrelerinin greatreset yani büyük sıfırlama teorisi aslında bir trasndistopya eleştirisidir. Silikon vadisi elitlerinin gerçektende amacı budur. İleri kapitalizm postmodern epistomolojiler aracılığı ile aşiret doğasını parçalaıdğı ve özgürleştiridği piyasa modeli insan son insandır. Tüm değerlerini yitirmiş aşka şiire aileye geleneğe ve tanrıya inanmayan ve yaşama ereği tüketmek olan son insan trasnhümanistlere göre aşılması gerekilen ıskarta insandır. Maddi yeniden üretim yerini nesnelerin internetine (akıllı fabrikalara ) cinsel yeniden üretim biyolojik olmayan klonlara bırakacaktır ve böylece kusurlu biyolojik insan ise atıl hale yani ıskartaa haline geldiği için ilga olacaktır.
" Transhümanist David Pearce The Hedonistic lmperative adlı eserinde acıdan arınmış bir geleceği duyurur: "Gelecek bin yıl içerisinde acının biyolojik koşulları tümüyle ortadan kaldırılmış olacaktır. Evrim tarihi açısından 'bedensel' ve 'psişik acılar'ın kaderi ortadan kaybolmaktır." Aşk acılarının "aşkın geleneksel biçimlerinin ruhu parçalayan gaddarlıkları"nın da aşılması gerekir. Transhümanizmin amacı "yüce ve her yere yayılan" bir mutluluktur. Transhümanizm son insanı da geride bırakır çünkü o bile, Pearce'in muhtemelen diyeceği gibi, fazlasıyla insancadır. Can sıkıntısından aşın derecede rahatsızlık duyar. Transhümanist can sıkıntısının da biyoteknik araçlarla giderilebileceğini düşünür. "Her ne kadar şu anda tahayyül gücümüz buna yetmiyorsa da birkaç nesil sonra can sıkıntısı hissetmek nörofizyolojik olarak imkansız hale gelecek.
Byung-Chul Han - Palyatif Toplum
Nasılki serbest piyasa iberalizmi gelenekl formların ilgasını zorunlu kılıyordu. Transhümanizmde nufusun sterilizasyonu (nufus kontrolü) zorunlu kılar. Marx insan doğada iki öznellik sayesinde var olur diyordu birincisi maddi yeniden üretim ikincisi cinsel yeniden üretim. Nesenlerin interneti sayesinde maddi yeniden üretim makine ile ikame edilecek. Yine hantal ve ekonomik olmayan kadın üreme sistemi yapay üreme (yapay rahim) ile ikame edilecek buda ıskartaya çıkacak nufusun sterilizasyonu zorunlu kılacaktır
Nesnelerin interneti tarafından kontrol edilen maddi yeniden üretim ile birlikte ıskartaya çıkmış nüfusun yerini genetik olarak modifiye edilmiş ojenik tasarım insanların egemen olduğu bunun doğal bir sonucu olarak yeni bir sosyal yeniden üretim ile ikame edilmiş dijital bir toplum gelişebilir. Biyolojik ahlaki ve fiziksel sınırların ortadan kalktığı tekniğe dayalı bir matris evreni içinde cryborglamış bir toplum için kolektif üreme çiftlikleri hiçte şaşırtıcı olmayacaktır çünkü post hümanist gelecekte insana öznellik kazandıran şey doğal içgüdüleri değil onu kusursuz bir öznelliğe sahip kılan hiperteknik gelişmeler olacaktır.
Transhümanis yazar Yuval Harari yakın dönemli bir konuşmasında insan haklarının tıpkı inançlar gibi kurgu oldğunu söylüyor. Batıda Liberal demokrasiye olan inanç yitirildi ve bilimsel kurumlara karşı toplum aşırı septik hale geldi bugün batıda elitizme dayanan bürokrasiler demografik çöküşün sorumlusu olarak görülüyor. Öyleyse yeni çatışma alanı artık liberalizm ile gelenekl formlar arasında değil geleneksel formlar ile trasnhümanizm arasında olacaktır. Burada kast edilen geleneksel formlar din ve konservatif yapılardan meydana gelen değil ojenikl ve trasnhümanist müdahale uğramamış tüm toplumsal yapıları içermektedir
Dünya ekonomik forumu ve silikon vadisi elitleri tarafından sürdürülen bu ajanda komploçevreleri tarafından post okültüst bir inanç olarak sunulmaktadır.Harari Sapiens eserinde insan doğasında gömülü kusurlu mizacı sergiledi ve insanın soykütüğünü antropoloijik olarak ortaya koydu.Hararinin teşhisi açıktı insan aşılması gerekilen kusurlu bir sosyal hayvandı. Yuval Harari biz yeni bir Tanrı yaratık diyor gerçektende trasnhümanizm herşeye kadir bir Tanrıdır ama özü şeytanidir.Günümüzün karşı kültürü artık muhafazkarlıktır. Sadece liberalizm tarafından piçleştirilmiş toplumsal sisteme değil makineye karşı muhafazakarlıktır.
Trasnhümanizm postmodern topluma egemen olan radikal epistomolojilerin parçaladığı insan tanımını, yeni türden bir öznellik anlaşı ile değiştirmeyi hedefliyor.Biyo muhendisliğin, genetik bilimin ve makinenin kalıp verdiği türden bir öznellik.
Genetik olarak modifiye edilmiş tüm evrimsel kusurlarından arındırılmış öjenik tasarım insanlar işte trans hümanizmin geleceğin toplumuna vaad etiği şey budur. Artık hasta yada çirkin olmak zorunda değilsiniz.
Koray Aker
Post modernism means deathbed of capitalism!
YanıtlaSil