(Perseus ve Medusa)
Cinsiyetlerin tarihi ekonomik ve cinsel kaynakların mübadelesinden başka birşey değildir.
1-Kültürün ilk başladığı yer neresidir ? Claude Lévi-Straussa göre Kültürün başladığı yer Erkek ile Kadınının doğada ilk karşılaştığı yerdir. ön insansı primat atalarımız bir arada tutan ekonomik ve doğal etkenler milyonlarca yıllık evrimsel sürecimiz boyunca çeşitli biçimlerde varlığını sürdürdü, milyonlarca yıl önce ilkel primat dişiler ayağa kalktığında çetin doğa şartları ve yırtıcılar karşısında erkeğin bakımına ihtiyaç duydular. Evrimsel süreçte kadın doğada en güçlü ve ekonomik kaynakları zengin eril ile eşleşti kendisine üreme yeteneklerini ve cinselliğini sunan dişil karşısında eril milyonlarca yıllık evrimsel süreçte tüm ekonomik kaynaklarını ve zamanını dişile yatırım yapmaya programlandı.
2-Modern batı toplumlarında Devletin kadına sunduğu sübvansiyonlar milyonlarca yıllık süreçte erkeğin dişile sunduğu kaynakların yerini aldı böylece ekonomik bakımdan özerkleşen kadın erkeğe olan bağımlığı sonlandı batı toplumlarında boşanmaların yüzde 70 kadınlar tarafından açılmaktadır.Tabiki ilgiside kadının tarihsel süreçte erkeğe duyduğu sevgi ve sadakat tamamen türünü sürdürmek için erkeğe duyduğu bağımlılıktan kaynaklanmaktaydı ve yapaydı. Peternal bir varlık olarak kadınlık erkeği değil onun kendisine sunduklarını sevmektedir. Ve bu şeyler ikame edilebilir şeylerdir
3-Kadınlar temelde Beta sağlayıcı Erkeklere karşı bir arzu duymazlar, ancak bu bilinç altı cinsel seçilim tarafında bastırılır, beta erkeğini çekici kılan onun koşulsuz sadakatidir ( tek eşlilik ) Çünkü betalar tüm ekonomik ve duygusal kaynaklarını kadına koşulsuz olarak sunar bu evrimsel avantaj betayı evlilik ve çocuk bakımı için çekici kılar.
4-Sağlayıcı erkeğin diyalektiği budur. Sağlayıcı erkek ile kadın arasındaki ilişki temelde inorganiktir çünkü tek yanlı arzudan meydana gelir. Beta Erkek bu ilişkiye bilinç dışı bir özne olarak katılır çünkü betallık bir feda rejimidir kendi kendinin değil doymayan kadın arzusunun üretimine dayanan bir feda rejimidir ve her türlü sömürüye açıktır.
5-Kadın aşkta daim pragmatiktir çünkü aşk kadın için araçtır o hipergamik doğasına uygun biçimde cinsel pazar değerine uygun olarak aşkı daima üreme ve cinsel yeteneklerini sunacağı yüksek sosyal statüsü olan alfa erkek arayışı için kullanacaktır, Kadınlar beta erkek ile pişişik bir bağ kuramaz ve onun ile gerçekleştirdiği her duygusal girişim palyatiftir ve betanın sunduğu sadakat ve sınırsız kaynak yönetimi için giriştiği bir tavizdir.
6-Feminist ilişkinin dinamiğinde her zaman ahlaki hiç bir pusulası olmayan narsist bir Kadın ve Kişliğini yitirmiş bir Erkek vardır. Bu ilişki asimetriktir ve kadın hipergamisinden beslenir Erkek bu ilişkide özne değil nesnedir.
7-Batıda devlet tarafından sübvanse edilen ve ekonomik özgürlüğünü kazanan kadınların beta erkelerden uzaklaşıp cinsel ve üreme kapasitelerini sunacağı alfa erkek arayışı girişmesi bu evrimsel döngünün nitel bir sonucudur bu aynı zamanda beta erkek için masalında sonudur. Beta erkeğinin toplumsal karşılığı ideal kocadır ( evi olan işi olan evine karısına bağlı sadık otçular vb. .) bir zamanlar yüceltilen toplumsal bir değer olarak betanın her yerde lanetlenmesinin nedeni işte bu nitel değişimdir (cinsel hipergami ) Ailenin ilgası ve batıda bir salgına dönüşen bekar annelik sorunu bu toplumsal dönüşün nitel bir sonucudur.
8-Kadınlar genç ve güzelken üreme ve cinsel yeteneklerini sunacakları alfa Erkekleri ile eşleşirler, Ancak cinsel pazar değeri düşen her kadın Kendisini ömür boyu ekonomik açıdan rehabilite edecek çocuk bakımı için ideal ve sadık otçullar olan beta erkekleri ile eşleşirler bu yüzden kadınlar esas oğlanlara aşık olur ama beta erkekleri ile evlenirler.
9-Kadın cinsel hipergamisinin serbest dolaşımının nitel bir sonucu olarak beta erkeğinin damızlık öyküsüde sona ermiştir. Kadın arzusunun tüketim nesneleri olarak mavi haplı (beta) erkekleri artık çocuk bakımı ve nafaka gibi formel zorunluluklar dışında ihtiyaç duyulmayan çiftlik hayvanlarıdır.
10-Geleneksel Erkek arketipi, değişen cinsel pazarda trendi sürdürür ve tüm ekonomik ve duygusal kaynaklarını bir dişiye sunmaya ve karşılığında kendisine cinsel ve üreme yeteneklerini sunmayı istekli kadına, sadık kalmaya devam eder.Ancak değişen cinsel pazarda, bir ömür boyu süren evlilikler demode ve arkaiktir. Amerika'da boşanmaların yüzde yetmişi ,kadınlar tarafından açılmıştır ve boşanmalar son derece yaygındır.
11-Modern dünya kadın hipergamisinin sınırsız hale gelidği ve yüceltilmiş kadın narsismi aracılığı ile kadının kendi eylemlerinin ve davranışlarının sonucuna katlanmadığı aynı zamanda Erkeğin vergilendirildiği devlet kaynaklarını kadına trasnferini kolaylaştıran hukuk sistemi ( aile ve boşama mahkemleri) devlet subvansiyonlar vb sayesinde ekomomik olarak beslendiği bir zemindir. Batılı Erkek gurularının değimi ile Kadın Erkeği modern devlet ile değiştirmiştir. Sadece kültür görece kadınsı hale gelmemeiştir aynı zamanda erkeğin kaynaklarının devlet aracılığı kadına trasnferini kolaylaştıran modern aile mahkemleri ve boşanma davaları sayesinde statiko kadın lehine dönüşmüştür.
12-Yapılan araştırmalara göre babalık dolandırıcılığı şüphesi ile bir kliğine baş vuran babaların, yüzde yirmisi çocuklarının, kendisinden olmadığını öğrenmiştir. Böylece rüya kabusa döner ve erkek boşandığı kadını, modern hukuk zoru ile bir ömür boyu ekonomik ( nafaka) olarak rehabilite etmek zorunda kalır ve çocuğunu yalnızca kadının belirlediği, standartlar içinde görme hakkına sahiptir. Kadınlar günümüzde daha az sadık, daha çok bencil ve narsistirler Modern toplum ve medya bu yeni kadın imgesini kutlar ve mistik kadınlık anlatısının arkasına gizlenen bu metafizik tüm toplumu kuşatmıştır. İnsanlığın kurtuluşunun kutsal kasesi olarak sunulan kadın sorunun temeli budur. Ataerkil pazarlık bozuldu, beta erkek efsanesi sona erdi, öyleyse tabuta çivi çakalım.
13-Erkeğin devalüasyonu hipergami ekonomisinin yükselişini doğurmuştur. Anti erkek söylemin politik çekiliği buradan gelir. Erkeği tımar etmek ve onu bir ahır eşeğine dönüştürmek ve ehlileştirmek, feminist sol gündemin en önemli konu başlığıdır. Bu yüzden tüm çevrim içi sol feminist medya anti erkek retoriği kutsar. Erkeğin apoletlerini sökmek ve onu tam manası ile kişiliksizleştirmek işte feminist ereğin eşitlik talebi budur.
14-Erkeği patolojikleştirmek bir kontrol sitemi olarak işler ve erkeği ehlîleştirmenin etkin bir yoludur. Modern fanus sistemi içinde erkeklik çözünür tüm günahlarından arınarak dişil simge olarak yeniden doğar. Fallus dişil simge ile yer değiştirir ve yeniden doğuş tamamlanır Bu jinekolojik hadım sürecidir ve kadın kurtuluşunun mantıklı finalidir.
15-Redpill hareketi ataerkil toplum ile mistikleştirilen kadınlık anlatısını evrimsel psikoloji ile rasyonelleştirerek yeniden calandırmakta ve kadın doğasının gerçek özünü ortaya koymaktadır kadınlar doğası gereği hipergamiktir çünkü böyle evrimleşmişlerdir. Mistik kadınlık anlatısının ölümü aynı zamanda ataerkil anlatı ile ortaya çıkan aşk tek eşlilik evlilik gibi formel yapıları erkekler açısından sorgulatmaktadır.
16-Redpill modern kadın ile ilgili şu iki iddayı öne sürer. Modern kadın hipergamiktir çünkü doğası gereği ojeniktir en güçlü statü ve ekonomik kaynakları olan eril (alfa) ile çiftleşmeye programlanmıştır. ikinci iddası ise çift çiftleşme stratejisidir, Kadın kendisine ekonomik ve duygusal kayanklarını cömertçe sunan tek eşlilik ve babalık açısından ideal damızlık olan betaları ile formel çiftleşme stratejisi sahip iken içgüsüdel olarak güçlü alfa erkekle ile eşleşme içgüsünü sürdürür bu modern kadın aldatmasının temelidir.
17-Redpill erkeğine göre Cinsellik kadının doğadaki tek etken gücüdür ve modern kadın bu gücü anarşik biçimde açığa çıkarmıştır.Redpill erkelerin göre modern kadın cinsellik dışında sunacağı hiç birşeyi bulunmayan çöptür bu eğilim modern erkek arasında bir salgına dönüşmüştür.
18-
Modern dünyanın Erkeğe iki katkısı vardır. Birincisi toplumsal bir inşa olan mistik kadınlık anlatısının çözülmesi ve eşit şartlarda kadınlığın gerçek doğasına ulaşılması. İkincisi tarihsel olarak oluşmuş aşk evlilik tek eşlilik gibi formel yapıların erkeği hem ruhsal hemde ekonomik olarak sömüren ve sakatlayan rejimler olduğu gerçeğine ulaşılması Mistik kadınlık anlatısının çökmesi ve kadının gerçek doğasına ulaşılması ile aşk evlilik ve tek eşlilik gibi rejimlerin çökmesi aynı ölçüde kaçınılmaz hele geliyor. Çünkü Erkekler tüm bu formel kurumları mistik kadınlık üzerine inşa etmişlerdir. Oysaki RedpiLL hareketine göre bu kurumlar erkeği hem duygusal hemde ekonomik olarak sakatlayan ve sömüren kurumlardır ve terkedilmelidir.
Koray Aker
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder