4 Ağustos 2025 Pazartesi

Aşk üzerine-Koray Aker

 




Ölüm bizi ayırana kadar versiyonu eski tarz evlilik de, bakalım yolunda gidecek mi tarzında sözüm ona geçici birlikte yaşamayla eskisinden zaten biraz uzaklaşmışken, yerini yarı zamanlı esnek bir araya gelmeler e bırakmıştır.

Akışkan Aşk, Zygmunt Bauman



Engels uygarlık öncesi erkeğin kadın bolluğu içinde yaşadığını  özgür ve mutlu olduğunu yazar. Tarım devrimi özgür erkekliğinin sonu oldu.Özel mülkiyetin tek elde toplanması babalığın keşfi gibi tarihsel gelişmeler miras hukukun yeniden organizasyonu zorunlu kıldı böylece monogam aile ve onun nitel bir sonucu  olan erotik aşkın keşfi gerçekleşti.

Bu süreçten sonra erkeğin familusu ( karısı) onun tüm ruhsal ve fiziksel uğraşı haline geldi  özgür erkeklik yerini aşk ideoloji ve onun nevrozlu doğası tarafından köreltilmiş köle erkeğe bıraktı. Uygarlık erkeğin özneliği yitirdiği yerdir. Çünkü tüm pişişik alanı tek eşlilik ve onun lanetli mirası aşk ideolojisi tarafından kuşatılmıştır.Aşk ideolojisi erkeğin aşil topuğudur.

Şu Marksçı anlatı din proleterin afyonudur, öyleyse aşk ideolojisi de Erkeğin afyonudur.Özgür erkekliğin önünde üç  önemli engel vardır aşk ideolojisi, tek eşlilik ve kutsal annelik miti, Erkekliği kolonize eden ve onu kısıtlayan bu üç eğilim ile hesaplaşılmadan özgür erkeklik inşa edilemez 



Sevginin sevgi ile güvenin güvenle değiştirildiği ideal bir dünya Marksçı cinsiyet anlatısı bu tahayyülüne dayanıyordu. Marx özel mülkiyet toplumun ürünü olan tüm asimetrik (cinsel sınıfsal vb.)ilişkilerin ortadan kalkması ile birlikte ekonomik etkenin boyunduruğundan ve toplumsal baskılardan arındırılmış birlikteliklere dayanan özgür aşk ideali üzerine kurulu bir toplumun gelişeceğini düşünüyordu.


Engels aşkın özcü bir temeli olmadığını görece sonradan geliştiğini antik çağ öncesi toplumlarda aşktan söz edilemeyeceğini belirtmişti. Söz gelimi Aşk sosyal bir yapıydı ve ataerkil monogam ailenin eseriydi.Marksın geleceğin toplumu ile ilgili öner sürdüğü özgür aşk ideali üzerine kurulu ideal dünya gerçek dışı ve romantik denebilecek bir idealdi. Marx dışında pek çok sol akım çeşitli reçetelerle ortaya çıktı eşitlikçi bir toplumsal düzende cinsel iş bölümünü düzenleyen bir etken olarak aşkın rolünü yücelten ve öne çıkaran ütopik vizyonlar ve sosyal deneyler ortaya sürüldü. Cinselliğin üremeye dayalı formel işlevini yitirdiği 20 yy. sonrası toplumunda cinsellik aşktan ayrılarak bağımsız bir faaliyet haline geldi. Aşk ise çifte yön veren bir etken olmaktan çıkarak önemini yavaş yavaş yitirdi.Baumanın değimi ile Artık her yerde ona rastlanıyor, ama o hiçbir yerde barınamıyor.


Freuda göre ise sevgi basitçe libidonun sonucudur, cinsler arasındaki kozmik ilişkiyi son derece maddeci bir tarzda ele alan freud, Cinsellik ile kültür arasında çatışmadan yola çıkarak cinsel kurtuluş mitini şu temele oturmuştur, tüm içgüdüleri tatmin edilmiş bir toplum ve kültürden kurtarılmış bir cinsel ahlak toplumsal refahı ve huzuru getirecektir, Tüm modern sol ve sağ doktrinci ideolojiler bu cinsel kurtuluş mitine güçlü biçimde sarılarak toplumsal kurtuluşun ereği haline gelen bu toteme bel bağladılar, Bugün freud ve onun modern müritlerini ciddiye alan kimse kaldı mı bilmiyorum ama patriarkanın hapishanesinden kurtarılan cinsellik artık üremeye dayalı formel bir işlev olamaktan çıkarak ve aşktan ayrılarak bağımsız bir faaliyet halini aldı. Ancak Freudun idda ettiği gibi ne mutlu bir toplum doğdu ne cinsel şiddet son buldu nede cinsler arasındaki ilişki bir esenliğe ulaştı aksine her alanda patlayan cinsellik söz konusu olmasına rağmen (porno fuhuş medya) Cinsel özgürlük miti sahip olduğu ereğe uygun biçimde toplumu düşkünlükten kurtaramadı,


Erich Fromm göre ise sevgi yaratılması gereken yüksek bir kültür bilincidir çünkü from sevginin özcü temellerine ve cinsel taşkınlıktan doğan basit değiş-tokuşa güvenmiyordu bu yüzden Freuda şiddetli biçimde karşı çıkmıştı.


Cinsiyetin post dağılımı ile ilgili senaryolarda artık aşktan söz edilmiyor, ben nesli eserinde jean twenge  yeni nesil ilişkileri  ele aldığı çalışmasında, hiç bir karşılıklı güvence ve beklentiye dayanmayan gelecek kaygısı taşımayan bir versiyondan söz etmektedir gençler artık büyük anlatılara romantik ideallere inanmıyor ve ilişkilerine takılmak değimini kullanıyor, Bu postmodern versiyon Anthony Giddensin meşhur saf ilişki teorisine uymaktadır. Bir ilişkiye duygusal yatırım yapmak çoğu zaman riskli ve belirsiz bir geleceğe yatırım yapmaktır.


Pascal morelli postmodern ilişkileri şu şekilde açıklamaktadır bir zamanlar çiftler tek bir elmanın bütünü olarak kabul görürken postmodern ilişkilerde çiftler artık aynı elmanın bütünü değil ayrı ayrı otonomlardır. Özetle postmodern ilişkilerde herkes geçici ve anlık ilişkiler içinde tek kullanımlıktır  büyük tutkular yerini cinsel sefahatlere bırakmıştır.  Romantiğin ölümü gerçekleşmiştir.


Post modern toplumda, birey günlük, geçici hazların, peşindedir. Anlık tatminler, istemektedir. Aşk, sevgi, romantizm gibi sıcak duygular, demode ve angarya olarak görülürken, hedonizm post modern bireyin yaşamında, başat hale gelmiştir. İlişkiler artık, belirli bir angajmana dayanmamakta, bir yatırım olarak görülmemektedir. Kıskançlık aidiyet, bağlılık, gibi güçlü duyguların, yerini kayıtsızlık almıştır. Hiper bireycilik çağında, her türlü domestik yaşam bileşeni ( aile-toplum vb.) ortodoksi üretmekte, post modern bireyi, sınırlamaktadır. Öte yandan post modern birey, paradoksal biçimde, sınırsız, özgürlük mottosuna rağmen, kronik biçimde tatminsizdir ve temsil krizi yaşamaktadır



Aşk cinsler arasındaki tarihsel mübadelenin ve pragmatik ilişkinin soyut gönderendir.Bu pragmatik  ilişki aşk ile metafizikleşir ve gizeme bürünür ve çekici hale gelir. Arthur schopenhauer değimi ile Aşk sadece türün hayatta kalması, soyunu devam ettirmesi ihtiyacıdır.Ancak uygarlığın doğması ve kültürün ortaya çıkışı ile birlikte cinsler arasındaki bu zorunlu mübadele metafizikleşerek ahlaki bir temele bürünmüştür. 

Bizler ilahi bir planın parçası değiliz sosyal hayvanlarız. ileri kapitalizm bu doğamızı açığa çıkarmıştır ve cinsiyet savaşlarını sertleştirmiştir. Toplum ilahi bir planın parçası olmadığı için şimdilerde sosyal darwinist bir çekişmenin merkezindedir. Güçlü olan ayakta kalır. Büyük ahlak idelai üzerinde yükselen topum ve aşk ideali üzerinde yükselen cinsiyet temeli rejimler çözüldü ve yerini cinsel ve ekonomik kayankların mübadelesine dayanan sert çatışmalara bıraktı. 

Cinsiyetlerin tarihi ekonomik ve cinsel kayankların mübadele tarihinden baka birşey değildr cinsiyetler arası zihin ve beden içeren tüm çatışmaların temelide bu mübadelidir.

Erkekler aşk tek eşlilik ve evlilik gibi nornatif sözleşmeleri mistik kadınlık üzerine inşa etmişlerdir. Mistik kadınlığın çözüldüğü ve kadının gerçek doğası ile hareket ettiği ve  cinselliği rekabetçi ve özgürce mübadele ettiği Modern toplumlarda aşk tek eşlilik ve evlilik kurmunun çözüldüğünü görüyoruz. Çünkü bütün bir cinsiyetler tarihi ekonomik kaynak ve cinselliğin mübadale tarihidir. Tarihsel süreçte  kendisine ekonomik kayanklarını sunan erile  cinsel ve üreme yetenğini mübadele eden kadın modern toplumda  üretime katılması ve devlet sübvansiyonlaı nafaka mal paylaşımı gibi modern hukuk aracılığı ile erkeğin kaynaklaırnın kadına transferi sayesinde bağımsızlaşmıştır.

Erkeğin ekonomik kayanklarının ikamesi ve patriyarkanın zayıflaması kadın doğasına gömülü hipergamik özü yani doğada en güçlü ve kaynak açısından en zengin olan ile çiftleşme strtejisini serbetçe uygulamasına yol açmıştır. Mistik kadınlık üzerine kurulu olan aşk evlilik ve tek eşlilik gibi kurumlar erkekler açısından artık riskli ve faydsız kurumlatrdır. Modern erkek hareketine göre cinsellik ve üreme yeteneği kadının doğadaki tek etken gücüdür ve modern kadın bu yetenğini anarşist bir biçimde açığa çıkarmıştır tamda bu nedenle erkeğin ekonomik kaynaklarını modern devlet ile ikame eden kadının cinsel ve üreme yeteneklerini pahalı olmayan ve risksiz yollardan ikamesi erkellerden açısından başat bir gündemdir.

Modern erkekler porno fuhuş gündelik sexe ilgi duymaktadırl yada ilişkilerden kaçınmaktadırlar. Yakın gelecekte kadının üreme ve cinsel yeteneğini yapay rahim ve sex robotları ile ikame eden  distopik bir gelecek kaçınılmaz görünüyor.

Kadın cinsel Erkek ekonomidir. Bu modern cinsiyet dinamiklerinin çatışmasının temelidir 



Koray Aker


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Başköylü Hasan Efendi -Nutuk

Yer gök yok iken biz var idik Varın emriyle sır gömleğini giydik Nikâhımız kılındı ervahı ezele erdik Rahmet Deryası’ndan gayri yok dediler....