Sex Robotları ve Yapay Uteruslar
Kadınla erkek arasındaki bağları kopardık. Kimse esine ya da çocuğuna ya da arkadasına güvenmiyor artık. Gelecekte, esler ve arkadaslar da ortadan kalkacak. Çocuklar, doğar doğmaz annelerinden alınacaklar. Yumurtanın kuluçkadan alınması gibi. Cinsel içgüdü ortadan kalkacak. Üreme, tayın kâğıdını yenileme gibi yıllık bir formalite olacak
1984 - George Orwell
Ataerkil formel yapılar, aile ,cinsellik vb. sembolik alanlarını yitirerek, yerini akışkan ve geçici toplumsal kalıplara bıraktılar. Baudrillard değimi ile haz geleneksel yeniden üretim sistemlerine üstün geldi ve klasik geleneksel ilişkileri çözdü. İki ben arasında, erotik aşkın yerini haz aldı ve tüm romantik idealler son buldu.Son dönemlerde batılı basında, çeşitli çevrelerin tartışığı fenomen konularından, biri olan robotik devrimdir. Geniş çevrelerce bu devrimin yaşamımızda, köklü nitel değişilikler yaratacağı konuşuluyor. Başta üretim olmak üzere sağlık eğitim ulaşım vb.alanlarda robotların başat hale geleceği yönündeki,transhümanist bir söylem, genel batılı medyada egemen dil haline geldi. Bunlar arasında önemli tartışmalardan biride, sofistike biçimde tasarlanmış ve yapay zeka ile birleştirilecek olan, geleceğin cinsel ve duygusal partner adayları androit robotlar. Bu teknik cinsel araçlar ile ilgili yapılan etik tartışmalar arasında, iki farklı görüş hakim.
Kadınların ontolojik olarak, cinsel nesnelere (sex robot) eşitlendiği, bu enfekte kültür,ataerkinin reankarasyonu (diriliş) alametimi, yoksa ahlaki rölativist bir toplumda ataerki sonrası, cinsiyetin dağılımı ile ilgili post hümanist bir planın bir parçasımıdır.

(Hiper gerçekçi bir sex robotu )
Feminist çevreler hız kaybetmeden, bu cinsel teknik araçların ( sex robotları ) yasaklanması için kampanyalar düzenlediler.Bu sex robotlarının, ataerkillik ile örtüştüğü ve kadını yeniden tahakküm altına almanın ve nesneleştirmenin bir aracı olduğunu öne süren, Feminist aktivist Kathleen Richardson , erkek cephesinde hakim olan cinsel kurtuluş mitinin, gerçekte insan ilişkilerini zayıflatacağı ve yok edeceğini öne sürmektedir. Pornonun yükselişi ile tecavüzler arasında bir paralellik kuran Richardson, benzer biçimde bu cinsel klonların, yükselmesi ile birlikte tecavüzlerin ve kadına yönelik istismarın artacağına inanmaktadır.Richardson'a göre, Cinsel robotların satışı, fuhuşu tüketme engelleme eşiğini azaltacak, fahişeler, giderek artan şekilde, robot olarak değerlendirilecektir. İzolasyon ve sosyal disfonksiyonları artıracaktır. Toplum daha duyarsız, daha yalnız, daha yabancı hale gelecek.
Japonya'da 18-34 yaş grubundakilerin bir araştırması, evlenmemiş erkeklerin% 61'ini ve evlenmemiş kadınların% 49'unun herhangi bir romantik yakınlık içinde olmadığını ve 30 yaşın altındaki insanların üçte birinin hiç bir yakın çift bağ ilişkisi olmadığını göstermiştir. . 2011'de yapılan bir çalışmada , evli olmayan erkeklerin% 61'inin ve 18-34 yaş grubundaki kadınların% 49'unun herhangi bir romantik ilişki içinde olmadığı , beş yıl öncesine göre yaklaşık % 10'luk bir artış olduğu bulunmuştur . Erkekler online pornografiyi izler ve bilgisayar oyunları oynarlar, kadınlarla sivil ilişkilere alternatif olarak fahişeleri ziyaret ederler. Kadınlar Japon erkekler tarafından ertelenir çünkü bir ilişkide boyun eğmeleri beklenir. Benzer eğilimlerin Batıda yaygınlık kazandığını Çin ve Japonya'daki istemsiz bekarların, batı içinde bir kriz haline geldiğini öne süren, Richardson, bunu çevrim içi porno kültürü ve fuhuşun majör etkilerine bağlamaktadır. Şu sıralar samimiyetin ve aşkın sonu adlı kitabı piyasa çıkan Richardsonun, dişilin planlı eskimesine yönelik endişelerinde, ne kadar haklı olduğunu zaman gösterecektir.

(Sex robotu karşıtı kampanyanın öncüsü feminist aktivist Kathleen Richardson )
Aralarında önde gelen feminist aktivist ve kurumun bulunduğu bir grup Avrupa birliği ve İngiltere parlamentosuna gönderdiği mektupta sex robotlarının yasaklanmasını talep ederken şu vurguyu yapmışlardır.
"Kadın formundaki seks bebeklerinin ve seks robotlarının, kadınlara ve kızlara yönelik cinsel şiddetin yeni yollarla yinelendiği yaygın kültüre katkıda bulunduğuna inanıyoruz.
Araştırmalar, güçlü bağların ve ilişkilerin insanlar ve toplum için iyi olduğunu ve sosyal bağlarımızın zayıflamasının zihinsel sağlık sıkıntısı, ekonomik güvensizlik ve kadınlar, erkekler ve çocuklar için insan izolasyonunda önemli bir katkı faktörü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, karşılıklı destek ve karşılıklı bağımlılık kültürünü geliştirmek ve bir izolasyon kültürünü güçlendiren bu sosyal uygulamalara ara vermek toplumun yararınadır.)
Kathleen Richardson dışında, çeşitli feminist gruplar, yaygınlaşan sex robotu pazarına karşı, protestolar ve kampanyalar düzenlemektedir. Patriarkal-kapitalizmin sembolleri ve kadını yeniden nesneleştirmenin uygun araçları ve stereotipi olarak görülen, bu sex bebeklerinin, kadınlarda ciddi bir ontolojik kaygıya ve distopya korkusuna yol açtığı idda edilmektedir.
Radikal feminist yazar Meghan Murph Ataerkilliğin somut örneği ve kadın bağımsızlığını tehdit eden araçlar olarak gördüğü sex robot teknolojisini şu şekilde eleştirmektedir
" Erkekler, tamamen baskın kalarak ve tamamen tek yönlü bir ilişkinin tadını çıkarırken, insan etkileşimine değer veriyormuş gibi davranabilirler. Şirketler ve müşteriler, oyuncak bebeklerin kadınlara zarar vermiyormuş gibi davranabildikleri ve aslında inanılmaz derecede tehlikeli bir fikri destekledikleri için, bu hilekâr bir numara: Kadın bedenleri sadece vücuttur ve sadece erkeklerin kullanımı içindir.
Transhümanist pazarın itici gücünün erkekler olduğunu öne süren Evrimsel psikolog Diana Fleischman bu kaygıyı şu şekilde açıklamaktadır
" Feminist kaygının altını çizmek, kadın değiştirilebilirliği hayaletidir. Uzun zamandır erkek arzusuyla ilgilenen feminist proje, şimdi etrafta dolaşma olasılığıyla karşı karşıya. Erkekler, ideoloji nedeniyle daha az gezilebilir hale getirilmiş bir cinsel pazara alternatif oluşturabilirler. Yedekler inşa edilir ve pazarlık gücü dağıtılır. Seks robotları, uyuşukların emek ilişkilerinde olduğu gibi toplumsal cinsiyet siyasetindedir.
Yani sex robotu salgınına karşı yükselen öfke nöbetleri ve ahlaka yapılan umutsuz çağrı, gerçekte cinsel pazarda rekabet gücünü yitirecek olan kadın cinsinin, bir krizinden başka bir şey değildir. Anti porno feminizmide, benzer semptomlar gösterir ki, bu ahlaki paniğin amacı erkek cinselliğini bastırmak, böylece pazardaki cinsel rekabet gücünü korumaktır.Bu cinsel seçilimin bir dayatmasıdır.
( Online satış sitelerinde satışa sunulan bir sex bebeği )
Erkeğin platonik ideal kadın arzusu nihayet gerçeğe dönüşmektedir.İdeal kadın imgesinin gerçeğe dönüştüğü, erkeğin önüne sonsuz kredilerin sunulduğu bir cennet vadi, yaklaşmakta olan yeni cinsel devrimin erkeğe vadettiği işte budur.
Matrix filiminde morpheus ve neo karakterleri arasında geçen bir diyalog
N : matrix mi?
M : ne olduğunu öğrenmek ister misin? matrix her yerdedir. etrafımızda. şu anda bile, bu odada. pencereden dışarı baktığında görürsün ya da televizyonu açtığında, işe gittiğinde hissedersin ya da kiliseye. vergi öderken. gerçeği görmemen için dünya, bir perde gibi önüne çekilmiş sanki.
N: ne gerçeği?
M : bir köle olduğun gerçeği neo. sen de herkes gibi bir köle olarak doğdun. dokunamadığın tadamadığın ya da koklayamadığın bir hapisanedesin. beyninin içi bir hapisane. ne yazık ki, matrix'in ne olduğu kimseye anlatılamaz. bunu kendin görmek zorundasın. bu senin son şansın. bundan sonra, bir geri dönüş olmayacak. mavi hapı alırsan, bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın. kırmızı hapı alırsan harikalar diyarında kalırsın. ben de sana tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm. unutma.. sana vadettiğim tek şey gerçek. fazlası değil.)
Kültürün ilk başladığı yer neresidir ? Claude Lévi-Straussa göre Kültürün başladığı yer Erkek ile Kadınının doğada ilk karşılaştığı yerdir. ön insansı primat atalarımız bir arada tutan ekonomik ve doğal etkenler milyonlarca yıllık evrimsel sürecimiz boyunca çeşitli biçimlerde varlığını sürdürdü, milyonlarca yıl önce ilkel primat dişiler ayağa kalktığında çetin doğa şartları ve yırtıcılar karşısında erkeğin bakımına ihtiyaç duydular. Evrimsel süreçte kadın doğada en güçlü ve ekonomik kaynakları zengin eril ile eşleşti kendisine üreme yeteneklerini ve cinselliğini sunan dişil karşısında eril milyonlarca yıllık evrimsel süreçte tüm ekonomik kaynaklarını ve zamanını dişile yatırım yapmaya programlandı.
Erkek, kadın için bir araçtır. Amaç daima çocuktur.
Modern batı toplumlarında Devletin kadına sunduğu sübvansiyonlar milyonlarca yıllık süreçte erkeğin dişile sunduğu kaynakların yerini aldı böylece ekonomik bakımdan özerkleşen kadın erkeğe olan bağımlığı sonlandı batı toplumlarında boşanmaların yüzde 70 kadınlar tarafından açılmaktadır.
Tabiki ilgiside kadının tarihsel süreçte erkeğe duyduğu sevgi ve sadakat tamamen türünü sürdürmek için erkeğe duyduğu bağımlılıktan kaynaklanmaktaydı ve yapaydı. Bir peternal varlık olarak kadınlık erkeği değil onun kendisine sunduklarını sevmektedir. Ve bu şeyler ikame edilebilir şeylerdir.
Kadınlar temelde Beta sağlayıcı Erkeklere karşı bir arzu duymazlar, ancak bu bilinç altı cinsel seçilim tarafında bastırılır, beta erkeğini çekici kılan onun koşulsuz sadakatidir ( tek eşlilik ) Çünkü betalar tüm ekonomik ve duygusal kaynaklarını kadına koşulsuz olarak sunar bu evrimsel avantaj betayı evlilik ve çocuk bakımı için çekici kılar.
Cinsiyetlerin tarihi ekonomik ve cinsel kaynakların mübadelesinden başka birşey değildir.
Sağlayıcı erkeğin diyalektiği budur. Sağlayıcı erkek ile kadın arasındaki ilişki temelde inorganiktir çünkü tek yanlı arzudan meydana gelir. Beta Erkek bu ilişkiye bilinç dışı bir özne olarak katılır çünkü betallık bir feda rejimidir kendi kendinin değil doymayan kadın arzusunun üretimine dayanan bir feda rejimidir ve her türlü sömürüye açıktır.
Kadın aşkta daim pragmatiktir çünkü aşk kadın için araçtır o hipergamik doğasına uygun biçimde cinsel pazar değerine uygun olarak aşkı daima üreme ve cinsel yeteneklerini sunacağı yüksek sosyal statüsü olan alfa erkek arayışı için kullanacaktır, Kadınlar beta erkek ile pişişik bir bağ kuramaz ve onun ile gerçekleştirdiği her duygusal girişim palyatiftir ve betanın sunduğu sadakat ve sınırsız kaynak yönetimi için giriştiği bir tavizdir.
Feminist ilişkinin dinamiğinde her zaman ahlaki hiç bir pusulası olmayan narsist bir Kadın ve Kişliğini yitirmiş bir Erkek vardır. Bu ilişki asimetriktir ve kadın hipergamisinden beslenir Erkek bu ilişkide özne değil nesnedir.
"Çünkü doğa sadece fiziksel olanı bilir ve tanır, ahlaki olanı değil: Hatta kendisi ile ahlak arasında tayin edici bir uzlaşmaz çelişki vardır
(Arthur Schopenhauer)
Batıda devlet tarafından sübvanse edilen ve ekonomik özgürlüğünü kazanan kadınların beta erkelerden uzaklaşıp cinsel ve üreme kapasitelerini sunacağı alfa erkek arayışı girişmesi bu evrimsel döngünün nitel bir sonucudur bu aynı zamanda beta erkek için masalında sonudur. Beta erkeğinin toplumsal karşılığı ideal kocadır ( evi olan işi olan evine karısına bağlı sadık otçular vb. .) bir zamanlar yüceltilen toplumsal bir değer olarak betanın her yerde lanetlenmesinin nedeni işte bu nitel değişimdir (cinsel hipergami ) Ailenin ilgası ve batıda bir salgına dönüşen bekar annelik sorunu bu toplumsal dönüşün nitel bir sonucudur.
Kadınlar genç ve güzelken üreme ve cinsel yeteneklerini sunacakları alfa Erkekleri ile eşleşirler, Ancak cinsel pazar değeri düşen her kadın Kendisini ömür boyu ekonomik açıdan rehabilite edecek çocuk bakımı için ideal ve sadık otçullar olan beta erkekleri ile eşleşirler bu yüzden kadınlar esas oğlanlara aşık olur ama beta erkekleri ile evlenirler.
Pavesenin degimi ile kadinlar kendilerini gücsüz erkeklere bir ödül,güclü erkeklere ise bir esya gibi sunarlar
Kadın cinsel hipergamisinin serbest dolaşımının nitel bir sonucu olarak beta erkeğinin damızlık öyküsüde sona ermiştir. Kadın arzusunun tüketim nesneleri olarak mavi haplı (beta) erkekleri artık çocuk bakımı ve nafaka gibi formel zorunluluklar dışında ihtiyaç duyulmayan çiftlik hayvanlarıdır.
Geleneksel Erkek arketipi, değişen cinsel pazarda trendi sürdürür ve tüm ekonomik ve duygusal kaynaklarını bir dişiye sunmaya ve karşılığında kendisine cinsel ve üreme yeteneklerini sunmayı istekli kadına, sadık kalmaya devam eder.Ancak değişen cinsel pazarda, bir ömür boyu süren evlilikler demode ve arkaiktir. Amerika'da boşanmaların yüzde yetmişi ,kadınlar tarafından açılmıştır ve boşanmalar son derece yaygındır.
Evlilik sonunda boşanma ile sonuçlanacak nafaka ve velayet gibi yıkıcı sonuçlar doğuran karşılığında hiç bir getirisi olmayan bir bumerangtır.Evlilik köleliktir ama erkek için iki kere köleliktir çünkü erkek evlilik kurumu içinde tüm kişiliğini yitirerek yozlaşır.
Modern dünya kadın hipergamisinin sınırsız hale gelidği ve yüceltilmiş kadın narsismi aracılığı ile kadının kendi eylemlerinin ve davranışlarının sonucuna katlanmadığı aynı zamanda Erkeğin vergilendirildiği devlet kaynaklarını kadına trasnferini kolaylaştıran hukuk sistemi ( aile ve boşama mahkemleri) devlet subvansiyonlar vb sayesinde ekomomik olarak beslendiği bir zemindir. Batılı Erkek gurularının değimi ile Kadın Erkeği modern devlet ile değiştirmiştir. Sadece kültür görece kadınsı hale gelmemeiştir aynı zamanda erkeğin kaynaklarının devlet aracılığı kadına trasnferini kolaylaştıran modern aile mahkemleri ve boşanma davaları sayesinde statiko kadın lehine dönüşmüştür.
Yapılan araştırmalara göre babalık dolandırıcılığı şüphesi ile bir kliğine baş vuran babaların, yüzde yirmisi çocuklarının, kendisinden olmadığını öğrenmiştir. Böylece rüya kabusa döner ve erkek boşandığı kadını, modern hukuk zoru ile bir ömür boyu ekonomik ( nafaka) olarak rehabilite etmek zorunda kalır ve çocuğunu yalnızca kadının belirlediği, standartlar içinde görme hakkına sahiptir. Kadınlar günümüzde daha az sadık, daha çok bencil ve narsistirler Modern toplum ve medya bu yeni kadın imgesini kutlar ve mistik kadınlık anlatısının arkasına gizlenen bu metafizik tüm toplumu kuşatmıştır. İnsanlığın kurtuluşunun kutsal kasesi olarak sunulan kadın sorunun temeli budur. Ataerkil pazarlık bozuldu, beta erkek efsanesi sona erdi, öyleyse tabuta çivi çakalım.
Erkeğin devalüasyonu hipergami ekonomisinin yükselişini doğurmuştur. Anti erkek söylemin politik çekiliği buradan gelir. Erkeği tımar etmek ve onu bir ahır eşeğine dönüştürmek ve ehlileştirmek, feminist sol gündemin en önemli konu başlığıdır. Bu yüzden tüm çevrim içi sol feminist medya anti erkek retoriği kutsar. Erkeğin apoletlerini sökmek ve onu tam manası ile kişiliksizleştirmek işte feminist ereğin eşitlik talebi budur.
Fallus tarihsel düşmandır, Kadını baskılayan ve onu subjektifleştiren falllusu iğdiş etmek ve onu rafa kaldırmak tarihsel yenginin rövanşını almak ve erkekliği kadın merkezli pro-aktif bir kültürün kodlarına uygun yeniden üretmek ona yeniden kalıp vermek, bohem batı akademilerinde popüler bir tez konusu olan toksit erkeklik ile hesaplaşmak ve hasta erkekliği tedavi etmek işte feminist ereğin eşitlik talebi budur. Küçük burjuva idealizminin dizinginlerinde gezinen meduasının modern öfkesidir. Amaç hiçte eşitlik değildir.
Feminizm kadının ekonomik siyasal ve kültürel anlamda mutlak üstünlüğüne dayanan hipergamik bir rejimdir. (mutlak jinokokrasi arzusuna dayanır )
Erkeği patolojikleştirmek bir kontrol sitemi olarak işler ve erkeği ehlîleştirmenin etkin bir yoludur. Modern fanus sistemi içinde erkeklik çözünür tüm günahlarından arınarak dişil simge olarak yeniden doğar. Fallus dişil simge ile yer değiştirir ve yeniden doğuş tamamlanır Bu jinekolojik hadım sürecidir ve kadın kurtuluşunun mantıklı finalidir.
Toplumsal cinsiyet bir dönem heteroseksüel hane halkı içinde kadının cinsel sömürüsü ve emeği üzerindeki ipoteğe karşı bir kurtuluş fikri olarak ortaya çıkmıştı. Günümüzde ise aşırı boyutlara ulaşmış distopik bir dünya fikrinin rasyonelleştirme çabasından başka bir şey değildir. Cinsiyeti monolitikleştiren ve androjin bir distopyaya indirgenen modern toplumsal cinsiyet mitine karşı toplumun her alanından bağışıklık gelişmesinin sebebi budur. Kadını putlaştıran Erkeği ise çarmıha gerdiren Toplumsal cinsiyet son tahlilde toplumun sodomizazyonunu amaçlayan maksatlı elit bir gündemdir.

Geleneksel toplumlar zorunlu monogamiktir. Bilirsiniz yerel toplumlarda ve geleneksel gettolarda herkes birbirini tanır. Anneler kızlarını süsler düğün nişan gibi toplantılara götürür. Erkek anneleri oğulları için kız arayışına girer ve sıkı bir lobi faaliyeti yürütür oğlan askerden gelir kız ise çeyiz düzer ve evlenir. Geleneksel toplumlarda cinsel pazar değeri düşükte olsa herkes cinselliğe ulaşır.
Modern dünyada ise bu geleneksel kurumlar çözülmüştür bunun yerini rekabetçi ve ekonomik olmayan bir cinsel pazar doğmuştur. Her birey pazara kendi değişim değeri ile çıkar bu değişim değeri erkekte ekonomi kadında ise cinsel çekiciliktir. Dikkat ederseniz kozmetik ve medikal pazarın (estetik) en büyük tüketicileri kadınlardır erkekler ise ekonomik anlamamda güçlü olmak ve bir statüye sahip olmak zorundadırlar. Bu rekabet koşullarında kadınlar sürekli güzel kalmak erkekler ise bir statüye ve ekonomik kaynağa sahip olmak için itilirler Bu rekabetçi cinsel pazarda sürekli kaybedenler ve sürekli kazananlar vardır Çünkü her kadın güzel değil her erkekte bir statüye ve ideal ekonomik kaynağa sahip değildir
Modern erkek değişen bu yeni cinsel pazara uyum sağlıyor, kendisini yeniden keşfediyor, geleneksel erkek arketipinin içinde düştüğü tuzaklardan kaçınıyor. Artık tüm zihinsel uğraşları kendisine dönük, tüm ekonomik kaynakları kendisini geliştirmeye yönelik ( spor kişisel bakım eğlence tatil cinsellik ve çeşitli hobiler) Erkeğin finansal açıdan sömürüldüğü düğün nişan gibi feodal ritüellere son. Evlilik sonunda boşanma ile sonuçlanacak nafaka ve velayet gibi yıkıcı sonuçlar doğuran karşılığında hiç bir getirisi olmayan bir bumerangtır.
Modern erkek kontrolü ele alıyor, bağımlı ve toksit ilişkilerden kaçınıyor, duygusal ve ekonomik olarak sömürüldüğü tek eşlilik ve evlilik gibi eski moda ilişki biçimlerini terk ediyor kadının ve toplumun beklentileri için değil kendi arzu ve beklentileri için çabalıyor. Kadınlık artık zihinsel uğraşının bir paçası değil. İstediği sayıda kadın ile cinselliği deneyimleyebilir, özgür bağımsız bir yaşam idealine sahip olabilir. Kimseye bağımlı olmadan kimseye hesap vermeden yaşamın tadını çıkarabilir. Son tahlilde, modern erkek, artık kadının değil kendinin efendisi olmak istiyor.
Matrixte geçen diyaloga dönelim : mavi hap gerçek olmayan kurgusal bir dünyayı tasvir etmektedir. Kırmızı hap ise hakikat ile tüm çıplaklığı ile yüzleşildiği bir dünyayı tasvir etmektedir. kırmızı hap doktrinine göre mavi hap erkeği mistik kadınlık hakkındaki Ortodoks inançlarını koruyan sakatlayıcı doğasına rağmen geleneksel erkek sterotipini sürdüren soya (beta) erkeğidir.
Kırmızı hap erkeği ise kadınlığın gizemlerine ve sırlarına erişmiş onun aldatıcı doğasını kavramış anarko bir kimliktir.
Toplumun dayattığı tüm sterotiplerden arınan bu yeni erkek kuşağı tüm yaşamı bir kadının etrafında şekilenen tüm ekonomik kaynaklarını ve güçlerini bir kadına yatıran beta erkeğin modasının geçtiğini düşünüyor Kırmızı hap erkeği feminist maniye ve nihilist anti erkek kültürüne karşı gelişmiş bir tür bağışıklıktır. Bu nesnel ülkü modern erkeğin yeni eğilimidir.
"" İnsanlığın yarısının sessizliği hiçbir zaman iyiye yorulamaz. Demek ki az çok yakın bir gelecekte erkeklerin onlara dayatılan değişmeye bir tepki vermelerini beklemek gerek. Bu tepki mutlaka kimlik sorunlarına nasıl bir çözüm bulabildikleriyle ilintili olacaktır.
Biri Ötekidir, Elisabeth Badinter ( Fransız feminist yazar)
( Yapay zeka ile birleştirilmiş sexrobotu Harmony )
Bu cinsel kurtuluş miti, gerçekte trans hümanist çevrelerinde, popüler bir dili haline gelmiş durumda. Hali hazırda milyar dolarlık bir endüstri, yapay zeka ile birleştirilmiş son derece sofistike biçimde tasarlanmış, cinsel ve duygusal partner adayları geliştirmek için yarış halindedir. Sex robotlarının geleceği ile ilgili konuşan Yapay zeka uzamanı David Levy, teknolojinin dönüştürücü doğası sayesinde,yakın gelecekte sex robotları ile cinse ve duygusal ilişkinin sıradanlaşacağı yönünde,cesur tahminler yapmaktadır.
Manitoba Üniversitesi'nde Mesleki ve Uygulamalı Etik Merkezi direktörü Neil McArthur ve yeni bir bilimsel çalışma olan Digisexuality'nin yazarı. Üniversite , Cinsel İlişki ve İlişki Terapisi Dergisi'nde, yeni bir gelişmeye hazırlanmak için yeni bir rapor yayınladı : “Bu teknolojiler ilerledikçe, evlat edinme süreçleri büyüyecek ve birçok insan kendini“ digeksüel ”olarak tanımlayacak. birincil cinsel kimlik teknoloji kullanımı yoluyla gelir McArthur göre, “Birçok insan, bu teknolojiyle yaşadıkları deneyimlerin cinsel kimlikleriyle bütünleştiğini ve bazılarının da insanlarla cinsel ilişkileri yönlendirmeyi tercih edeceğini görecekler.” Sanal gerçeklik gibi teknoloji giderek daha gerçekçi hale geldi ve artık cinselliği tatmin etmek için her zamankinden daha fazla yol var.
Bir başka çalışmada
Almanya'da Duisburg-Essen'in 2016'da yaptıkları bir araştırmaya göre, araştırmaya katılan erkeklerin yaklaşık yüzde kırk kısmı , önümüzdeki beş yıl içinde bir seks robotu satın aldıklarını ve erkeklerin üçte ikisinden birinin kullanmayı düşünebileceğini söyledi.
Erkek hareketinin, yoğunlaştığı bir diğer gelişme olan yapay uterus (yapay rahim) hali hazırda, deneysel anlamda başarıya ulaşmış ve çeşitli fütürist bilim çevreleri tarafından yakın gelecekte bir norm olacağı öne sürülmektedir.Feminist yazar Elisabeth Badinter’ biri ötekidir adlı kitabında, çok yakın gelecekte yapay uteruslar ( yapay rahimlerin) gelişmesi ile birlikte annesiz doğumların mümkün kılınacağını ve erkeklerin üreme bakımından özerkleşeceğini belirtmektedir.Geleceğin özgür erkek sterotipi, üremeye pek az meyilli olacaktır anca bu arzuyu yaşamak isteyen Erkekler bir kadına bağımlı olmadan tek ebeveynliğin tadını çıkarabileceklerdir.
Ancak eğer üremede kadın bedenini gereksiz kılma aşamasına gelinirse, bundan uzun Vadede asıl erkeklerin yararlanacağı kesindir. Çünkü o zaman erkekler, bir anneye gerek olmadan, bir bakıma, bazı kadınların babasız çocuk sahip olmaları gibi çocuk sahibi olabileceklerdir.
Elisabeth Badinter -Biri Ötekidir (Fransız feminist yazar )
( Dr.Alan Flake önderliğinde sürdürülen yapay rahim çalışması Abd )
Dworkin ve Rich anneliği üremenin kolektif gücünü kontrol eden kadının elinde yegane güç olarak ele alırken. Firestone özel mülkiyet ilişkilerden doğan, kadın ve erkek arasındaki asimetri ile sınır kalmaz, biyoloji kaderinde majör bir etken olarak, kadının nesneleşmesinde, rol oynadığını öne sürer. Huxleyin distopik cesur yeni dünyasında, bahsi geçen fütüristlik yapay uteruslar (rahim) Firestone tarafından biyolojik anneliğin, replasmanı olarak teorileştirilir. Firestone ye göre yapay rahimlerin gelişmesi ile birlikte, yıpratıcı ve kısıtlayıcı biyolojik annelik ilga olurken, üreme biyolojik süreçlerin dışında tamamen klinik ortamda yapay uteruslar aracılığı ile gerçekleşecek ve toplumun kolektif bir sorunu haline gelecektir. Firestonin üreme ile ilgili distopik gelecek tahayyülü, bugün klinik deney sürecinde olan yapay rahimler sayesinde, bir düş olmaktan çıkmıştır.
Ancak paradoksal biçimde yapay rahimler, bugün feminist hareketlerin aksine, modern erkek hareketlerinin ilgi alanına girmiş, bu hareketler tarafından üremenin geleceği olarak sahiplenilmektedir. Annelik konusunda, atomize olmuş feminist hareketin teorileri sapa sararken, Modern erkek hareketleri üremenin otomasyonu (yapa rahimler) Cinselliğin otomasyonu (sex robotları) sayesinde, kadının erkek üzerindeki cinsel ve üreme tekelinin kırılacağını, öne sürmektedirler. Bu açıdan modern feminist hareket özelikle radikal feminist hareket, oklarını modern erkek teknolojine yöneltmiş durumdalar. Çünkü modern erkek teknolojileri dişilin planlı eskimesine kadınsız bir gelecek kurgusuna dayanmaktadır.Sorun artık kadının üreme yeteneklerinin kontrolü değil, onun replasmanını sağlayan yeni nesil devrimci teknolojilerin üretilmesidir.
Distopik bir diğer tahmin ise konvansiyonel üremenin devlet tarafından kontrol edilen kolektif üreme çiftlikleri ile ikame edilme ihtimalidir. Huxleyin cesur yeni dünyasında geleneksel üremenin yerini elit bir bürokrasinin yönettiği kolektif üreme çiftlikleri almıştır. Tüm fiziksel biyolojik ve ahlaki sınırların aşındığı posthümanist bir gelecekte bu bir gerçeğe dönüşebilir.
Nesnelerin interneti tarafından kontrol edilen maddi yeniden üretim ile birlikte ıskartaya çıkmış nüfusun yerini genetik olarak modifiye edilmiş ojenik tasarım insanların egemen olduğu bunun doğal bir sonucu olarak yeni bir sosyal yeniden üretim ile ikame edilmiş dijital bir toplum gelişebilir. Biyolojik ahlaki ve fiziksel sınırların ortadan kalktığı tekniğe dayalı bir matris evreni içinde cryborglamış bir toplum için kolektif üreme çiftlikleri hiçte şaşırtıcı olmayacaktır çünkü post hümanist gelecekte insana öznellik kazandıran şey doğal içgüdüleri değil onu kusursuz bir öznelliğe sahip kılan hiperteknik gelişmeler olacaktır.
(Yapay zeka ile birleştirilmiş sexrobotu )
Erkek ve kadın arasındaki, asimetrinin, ortadan kalkması (patriarkinin ilgası ) ile birlikte, eşitlikçi bir toplumsal cinsiyet yapısının, geleceğe egemen olacağı,yönündeki hümanist söylem Marksist ve feminist nosyonun genel dilidir. Engels, özel mülkiyete, iktisadı yapıya ve bu iktisadi toplumun, ahlaki ilkelerine dayan, cinsel ahlakın ve evliliklerin yerini, bireysel cinsel aşka dayanan, birlikteliklerin alacağını belirtmiştir.Yeni cinsel ahlak, büyük aşk ideali üzerine kurulacak, özel mülkiyetin ve onun uğursuz etkilerinden arınmış, özgür aşk geleceğin cinsel ahlakını belirleyecektir. Son tahlilde Clara zetkinin değimi ile iktisadi aile yerini ahlaki aileye bırakacaktır
" Eğer sadece aşk üzerine kurulu evlilik ahlaki ise, sadece aşkın devam ettiği evlilik ahlaki demektir (F. Engels)
Ancak aşk gibi çürük temellere dayanan, ilişkilerin doğaya ve topluma uymadığı, pratik yaşam tarafından doğrulamıştır.Kutsal aşk miti ve onun üzerinde yükselen, tüm değer yargılar çözülmüş ve iki cinse yön veren, aşkın bir duyu olmaktan çıkmıştır. Aşk geçiçi niteliği, nevrotik ve üretken olmayan yapısı ile modern toplumlarda, cinsler arasınındaki, ilişkiler daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.Tarihsel olarak iki cinse yön veren ve bir arada utan, ekonomik ,toplumsal ve ahlaki etkenler çözüldüğü ölçüde,birlikteliklerin yerini yanlızlığın alması şaşırtıcı değildir.
Marks ve onun heretik mirasçıları geleneksel burjuva ailesinin aşk ideolojisi ile ikame edileceği bir toplumsal ereğe sahipti. Post kapitalist dünyada geleneksel yeniden üretim sistemleri çözülerek geleneksel aile yerini aşk ideli üzerinde kurulu birlikteliklere bıraktı. Ancak toplumsal deneyimler aşk ideolojisi üzerine kurulu birlikteliklerin her anlamda başarısız olduğunu göstermiştir.
" Neden kadınlar ve erkekler olarak arzularımızda, fantezilerimizde, yanıtlarımızda ve cinsel davranışımızda birbirimizden bu denli farklıyız? Neden gitgide artan oranla birbirimize ihanet ediyor, birbirimizden boşanıyor ya da evliliği seçeneklerimiz arasından tamamen çıkarıyoruz? Tek ebeveynli ailelerin bu bulaşıcı yayılımının sebebi ne?Neden bu kadar çok evlilikte tutku buharlaşıp uçuyor?
Cinselliğin Şafağı, Christopher Ryan
Christopher Ryan sorduğu soruların cevabı açıktır modern insan duygusal cinsel ve psikolojik anlamda modern epistemolojiler tarafından başarısızlığa uğratılmıştır .
Engels uygarlık öncesi erkeğin kadın bolluğu içinde yaşadığını özgür ve mutlu olduğunu yazar. Tarım devrimi özgür erkekliğinin sonu oldu.Özel mülkiyetin tek elde toplanması babalığın keşfi gibi tarihsel gelişmeler miras hukukun yeniden organizasyonu zorunlu kıldı böylece monogam aile ve onun nitel bir sonucu olan erotik aşkın keşfi gerçekleşti.
Bu süreçten sonra erkeğin familusu ( karısı) onun tüm ruhsal ve fiziksel uğraşı haline geldi özgür erkeklik yerini aşk ideoloji ve onun nevrozlu doğası tarafından köreltilmiş köle erkeğe bıraktı. Uygarlık erkeğin özneliği yitirdiği yerdir. Çünkü tüm pişişik alanı tek eşlilik ve onun lanetli mirası aşk ideolojisi tarafından kuşatılmıştır.Aşk ideolojisi erkeğin aşil topuğudur.
Şu Marksçı anlatı din proleterin afyonudur, öyleyse aşk ideolojisi de Erkeğin afyonudur.Özgür erkekliğin önünde üç önemli engel vardır aşk ideolojisi, tek eşlilik ve kutsal annelik miti, Erkekliği kolonize eden ve onu kısıtlayan bu üç eğilim ile hesaplaşılmadan özgür erkeklik inşa edilemez
Romantikler diyor Cioran son intihar uzmanlarıdır gerçekten çağımız aşk ideolojisi ve onun nevrozlu doğasına karş koyamayan bir kurbanlar geçidir Aşk şimdilerde bir post erdem budalalığıdır ve Modern erkek için bir tehlike çanıdır.
Aşk cinsler arasındaki tarihsel mübadelenin ve pragmatik ilişkinin soyut gönderendir.Bu pragmatik ilişki aşk ile metafizikleşir ve gizeme bürünür ve çekici hale gelir. Arthur schopenhauer değimi ile Aşk sadece türün hayatta kalması, soyunu devam ettirmesi ihtiyacıdır.Ancak uygarlığın doğması ve kültürün ortaya çıkışı ile birlikte cinsler arasındaki bu zorunlu mübadele metafizikleşerek çekici hale dönüşmüştür.
Bizler ilahi bir planın parçası değiliz sosyal hayvanlarız. ileri kapitalizm bu doğamızı açığa çıkarmıştır ve cinsiyet savaşlarını sertleştirmiştir. Toplum ilahi bir planın parçası olmadığı için şimdilerde sosyal darwinist bir çekişmenin merkezindedir. Güçlü olan ayakta kalır. Büyük ahlak idelai üzerinde yükselen topum ve aşk ideali üzerinde yükselen cinsiyet temeli rejimler çözüldü ve yerini cinsel ve ekonomik kayankların mübadelesine dayanan sert çatışmalara bıraktı.
Aşk kadınsal döngünün bir ürünüdür.Kadınsı üreme startejisi doğa açısından riskli ve pahalı bir sratejisidir. Uzun hamilelik dönemini üreme döngüsünün sınırlayıcı doğası ve hamilelik sonrası neslin devamı için gerekli olan ekonıomik kaynak ve koruma Kadını kendi üreme stratejisini optimize etmek ve başarı şansını en yükseğe çıkarmak için erkeği (sağlayıcı erkeği) manupule etmeye zorlamıştır. Aşk uzun pahalı ve riskli olan kadın üreme stratejisini optimize etmek için kadınso döngünün sağlayıcı erkeğe empoze ettiği bir afyondur. Bu tarihsel eğilim teknolojik ve tıbbı gelişmeler, kürtaj ve doğum kontorl sistemleri, devlet sübvansiyonları, kadının üretime katılması ve ekonomik kaynak açısından bağımsızlaşması sayesinde çözülmüştür. Tıpkı aşk gibi tek eşlilikte bu tarihsel ilişkiye dayanır Modern Erkeğin tek eşlilik ve aşka olan ilgisinin azalmasının nedeni budur. Cinsiyetlerin tarihi ekonomik ve cinsel kaynakların mübadele tarihidir.Aşkta bu mübadeleni yani değiş tokuşun sismgesel eş değeridir tıpkı şiir gibi.
Tarihte tıpkı bugün oludğu gibi güçlü ve zengin erkekler hiç bir duygusal yatırım yapmadan hareme sahip iken Mecnunun niçin Leyla için çölleri aştığı yada diğer bir aşığımzın neden dağları deldiği sorgulanmamıştır. Çölleri aşanda dağları delende imgesel anlamda hikayenin zayıf kahramanıdır. Yani kadının manupule ettiği sağlayıcı erkektir.
Çinde Anaerkil bir toplum olan mousuları inceleyen Ricardo Corel Bu toplumlarda modern cinsel aşka rastlanmaıdğını belirtir. Gerçektende hiç bir anaerkil toplumda aşk yoktur engels aşkın ataerkil monogam ailenin bir ürünü olduğunu belirtir. Çünkü anaerkil toplumda kadınci döngü üreme stratejisini optimize etmek için manupulasyona ihtiyaç duymamaktadır çünkü jinekolojik hadıma uğramış erkeğin hem ekonomik hemde duygusal kayannaklarını üzerinde tam kontrole sahiptir.Anaerkil toplumlarda babalık kurumu yoktur ve erkek iğdiş edilmiştir.
Güzelliğin beş para etmez şu bendeki aşk olmasa diyen Veysel aşkın kadınsı döngünün bir aynası olduğunu belirtir. Anerkil toplumlar ereksel değildir ve praksis içermez. İnsanlığın Tinseleşmedi aile ahlak aşk evlilik tek eşlilik şiir muzik sanat mimari bütün o ayinsel merasimler. Erkeğin eseridir ama onu uyaran kadınsı döngüdür.
" Freud'a göre insan ilişkileri biyolojik olarak var olan gereksinimlerin doyurulması yönünde yapılan bir değiş tokuştur bu ve bu değiş tokuşta, bir başka bireyle olan ilişki, hiçbir zaman için bir amaç değil, her zaman için bir araçtır.
Özgürlükten Kaçış - Erich Fromm
Sevginin sevgi ile güvenin güvenle değiştirildiği ideal bir dünya Marksçı evrensel hümanizma bu gelecek tahayyülüne dayanıyordu. Marx özel mülkiyet toplumun ürünü olan tüm asimetrik (cinsel sınıfsal vb.)ilişkilerin ortadan kalkması ile birlikte ekonomik etkenin boyunduruğundan ve toplumsal baskılardan arındırılmış birlikteliklere dayanan özgür aşk ideali üzerine kurulu bir toplumun gelişeceğini düşünüyordu.
Marksın geleceğin toplumu ile ilgili öner sürdüğü özgür aşk ideali üzerine kurulu ideal dünya gerçek dışı ve romantik denebilecek bir idealdi. Marx dışında pek çok sol akım çeşitli reçetelerle ortaya çıktı eşitlikçi bir toplumsal düzende cinsel iş bölümünü düzenleyen bir etken olarak aşkın rolünü yücelten ve öne çıkaran ütopik vizyonlar ve sosyal deneyler ortaya sürüldü. Cinselliğin üremeye dayalı formel işlevini yitirdiği 20 yy. sonrası toplumunda cinsellik aşktan ayrılarak bağımsız bir faaliyet haline geldi. Aşk ise çifte yön veren bir etken olmaktan çıkarak önemini yavaş yavaş yitirdi.Baumanın değimi ile Artık her yerde ona rastlanıyor, ama o hiçbir yerde barınamıyor.
Akışkan aşk adlı eserinde Bauman günümüz akışkan toplumunda insan ilişkilerini şu şekilde açıklamaktadır.
" Ölüm bizi ayırana kadar” versiyonu eski tarz evlilik de, “bakalım yolunda gidecek mi” tarzında sözüm ona geçici birlikte yaşamayla eskisinden zaten biraz uzaklaşmışken, yerini yarı zamanlı esnek “bir araya gelmeler” e bırakmıştır.
Akışkan Aşk, Zygmunt Bauman
Engels aşkın özcü bir temeli olmadığını görece sonradan geliştiğini antik çağ öncesi toplumlarda aşktan söz edilemeyeceğini belirtmişti. Söz gelimi Aşk sosyal bir yapıydı ve ataerkil monogam ailenin eseriydi. Marx sınırlı bir antropolojiye ve kıt bir bilgi ekonomisine rağmen cinsiyetler arasındaki asimetri ile özel mülkiyet arasındaki bağı diyalektik olarak çözümlemiş ve bilimsel bir biçimde sorunun kaynağını ortaya koymuştu.
" Burada yeni bir öğe işe karışır, tek-eşlilik meydana çıktığı çağda, hiç değilse tohum halinde varolan bir öğe: bireysel cinsel aşk.Bireysel cinsel aşk, ortaçağdan önce sözkonusu edilemezdi. Söylemek gereksizdir ki, kişisel güzellik, içtenlik, benzer beğeniler vb.,ayrı cinsten kimseler arasında daima cinsel ilişkiler isteli uyandırmış ve hiç kimse, ilişkilerin en içtenine giriştiği kimsenin, şu ya da bu olması konusunda kayıtsız kalmamıştır. Ama bununla, bizim bildiğimiz biçimiyle cinsel aşk arasında dağlar var
( F.Engels Ailenin ve özel mülkiyetin kökeni )
Freuda göre ise sevgi basitçe libidonun sonucudur, cinsler arasındaki kozmik ilişkiyi son derece maddeci bir tarzda ele alan freud, Cinsellik ile kültür arasında çatışmadan yola çıkarak cinsel kurtuluş mitini şu temele oturmuştur, tüm içgüdüleri tatmin edilmiş bir toplum ve kültürden kurtarılmış bir cinsel ahlak toplumsal refahı ve huzuru getirecektir, Tüm modern sol ve sağ doktrinci ideolojiler bu cinsel kurtuluş mitine güçlü biçimde sarılarak toplumsal kurtuluşun ereği haline gelen bu toteme bel bağladılar, Bugün freud ve onun modern müritlerini ciddiye alan kimse kaldı mı bilmiyorum ama patriarkanın hapishanesinden kurtarılan cinsellik artık üremeye dayalı formel bir işlev olamaktan çıkarak ve aşktan ayrılarak bağımsız bir faaliyet halini aldı. Ancak Freudun idda ettiği gibi ne mutlu bir toplum doğdu ne cinsel şiddet son buldu nede cinsler arasındaki ilişki bir esenliğe ulaştı aksine her alanda patlayan cinsellik söz konusu olmasına rağmen (porno fuhuş medya) Cinsel özgürlük miti sahip olduğu ereğe uygun biçimde toplumu düşkünlükten kurtaramadı,
Erich Fromm göre ise sevgi yaratılması gereken yüksek bir kültür bilincidir çünkü from sevginin özcü temellerine ve cinsel taşkınlıktan doğan basit değiş-tokuşa güvenmiyordu bu yüzden Freuda şiddetli biçimde karşı çıkmıştı.
Cinsiyetin post dağılımı ile ilgili senaryolarda artık aşktan söz edilmiyor, ben nesli eserinde jean twenge yeni nesil ilişkileri ele aldığı çalışmasında, hiç bir karşılıklı güvence ve beklentiye dayanmayan gelecek kaygısı taşımayan bir versiyondan söz etmektedir gençler artık büyük anlatılara romantik ideallere inanmıyor ve ilişkilerine takılmak değimini kullanıyor, Bu postmodern versiyon Anthony Giddensin meşhur saf ilişki teorisine uymaktadır. Bir ilişkiye duygusal yatırım yapmak çoğu zaman riskli ve belirsiz bir geleceğe yatırım yapmaktır.
Modern aşk ilkesi karşılıklı bir duygusal yatırıma dayanır ve aynı zamanda duygusal ve cinsel sadakat beklentisi vardır postmodern aşk ise akışkan ve esnektir çoğunlukla günlük ve geçiçi haza dayanan ve gelecek kaygısı taşımayan duygusal bir taşkınlığı barındırmayan çoğunlukla cinsel haza hizmet eden duygusal ve cinsel sadakat beklentisi olmayan aşktır
Pascal morelli postmodern ilişkileri şu şekilde açıklamaktadır bir zamanlar çiftler tek bir elmanın bütünü olarak kabul görürken postmodern ilişkilerde çiftler artık aynı elmanın bütünü değil ayrı ayrı otonomlardır. Özetle postmodern ilişkilerde herkes geçici ve anlık ilişkiler içinde tek kullanımlıktır büyük tutkular yerini cinsel sefahatlere bırakmıştır. Romantiğin ölümü gerçekleşmiştir.
" Ben'e verilen mutlak değer Ötekine verilen göreli değerle el
ele gider. Artık büyük tutkular devri kapandı. Nefret ve kıskançlık
mahkum edilerek yerini acı çekmenin panzehiri ve kendine hakim olmanın göstergesi olan ilgisizliğe bıraktı.
Postmodern ilke en çok haz alan en çok özgür olandır Postmodern toplumda Erkekler haz ekonomisinin bir parçası oldular porno fuhuş ve ucuz sex (duygusal yatırım yapılmadan kazanılan sex ) sayesinde belirli bir angajmana dayanan sevgi ve aşk üzerine kurulu kalıcı ilişkilerden koptular ve özgürleştiler
Post modern toplumda, birey günlük, geçici hazların, peşindedir. Anlık tatminler, istemektedir. Aşk, sevgi, romantizm gibi sıcak duygular, demode ve angarya olarak görülürken, hedonizm post modern bireyin yaşamında, başat hale gelmiştir. İlişkiler artık, belirli bir angajmana dayanmamakta, bir yatırım olarak görülmemektedir. Kıskançlık aidiyet, bağlılık, gibi güçlü duyguların, yerini kayıtsızlık almıştır. Hiper bireycilik çağında, her türlü domestik yaşam bileşeni ( aile-toplum vb.) ortodoksi üretmekte, post modern bireyi, sınırlamaktadır. Öte yandan post modern birey, paradoksal biçimde, sınırsız, özgürlük mottosuna rağmen, kronik biçimde tatminsizdir ve temsil krizi yaşamaktadır
" Son on yılda, ergenler ve yirmili yaşlardakilerin cinsel davranışlarında meydana gelen en şaşırtıcı değişim, cinsel ilişki ve duygusal yakınlık arasında bir bağ olmasını beklememeleri. Benoit Denizet-Lewis'in New York Times dergisinde kaleme al- lığı bir makalede, yeni zamanların uğraşı " takılmak" ya da diğer
bir deyişle ciddi olmayan, kişilerin birbirine bağlanmadığı cinselliğin detayları anlatılıyor.Makalede romantik buluşmaların ve kadın-erkek birlikteliklerinin modasının geçtiği vurgulanıyor
Evrimsel antropoloji ise cinsler arasındaki ilişkinin kozmolojisini daha sade ve bilimsel bir biçimde ortaya koymaktadır.Basitçe doğada cinsler arası ilişki bir değiş tokuştur yani üleşme.
Claude Lévi-Strauss göre Kültürün ilk başladığı yer Erkek ile Kadınının doğada ilk karşılaştığı yerdir. Ön insansı primat atalarımız bir arada tutan ekonomik ve doğal etkenler milyonlarca yıllık evrimsel sürecimiz boyunca çeşitli biçimlerde varlığını sürdürdü, milyonlarca yıl önce ilkel primat dişiler ayağa kalktığında çetin doğa şartları ve yırtıcılar karşısında erkeğin bakımına ihtiyaç duydular.
Evrimsel süreçte kadın doğada en güçlü ve ekonomik kaynakları zengin eril ile eşleşti kendisine üreme yeteneklerini ve cinselliğini sunan dişil karşısında eril milyonlarca yıllık evrimsel süreçte tüm ekonomik kaynaklarını ve zamanını dişile yatırım yapmaya programlandı.
Yani patriarkal toplum öncesi cinsler arasındaki ilişki aşk idealine dayanmıyordu. Evrim nosyonu doğadaki cinsler arasındaki ilişkilerin temelini şu şekilde ortaya koyar. Doğada her canlı hayata kalma üreme neslin devamı gibi nesnel içgüdülere sahiptir cinsel seçilim yolu ile her canlı kendi karbon kopyasını bir sonraki nesle aktarmak için en uygun canlı ile eşleşir.Uygarlık öncesi cinsler arasındaki ilişkinin temeli basit hayvansal iç güldülere ve doğal zorunluluklara dayanmaktadır.
Küçük burjuva solunun mitik gelecek tahayyülü büyük aşk ideali ve simetrik (eşitlikçi) bir toplumsal cinsiyet kurgusuna dayalıdır oysaki nesnel dünya daha şimdiden geleceğin bir projeksiyonu ortaya koyuyor gelecek elli yıl içinde klasik tüm domestik roller çözülecek iki cins arasındaki ilişkiler ilga olarak tarihin dışına itilecek konvansiyonel üreme ve cinsellik modelinin yerini her birey için özelleşmiş üreme ve cinsellik modelleri ( sex robotları-yapay uteruslar) alacak. Günümüzde palyatif bir biçim alan cinsellik ve ilişkilerde tarihin diyalektiği karşısında tutunamayarak tamamen sönümlenecektir. Doğal insanın sonu ile birlikte bireyde kendi arzularının bir menajeri haline gelerek özerk bir kütleye dönüşecektir (posthümanist toplum)
Günümüzde, cinsler arası savaş, üreme ve cinsellik alanındaki devrimci gelişmeler sayesinde, dahada keskinleşmiştir. Sprem bankları, kadınlara sınırsız bir üreme özgürlüğü sunarken, cinsel endüstrinin kadınlara sunduğu, sınırsız cinsel uyarıcılar (vibratör) vb. sayesinde bu alanda kadınlar bir üstünlük sağlamıştır ( bu üstünlük iddiası feminist çevrelere aittir)
Buna karşılık, erkek cephesinde, insan doğasını baştan düşünmeye zorlayan, teknik cinsel gelişmeler (sex robot) ve yeni üreme potansiyelleri (yapay rahim ) artık ütopya olmaktan çıkmış ve gündelik yaşamın tartışma konusu haline gelmiştir. İnterfilite (kısırlık) alanındaki devrimci çözümler sayesinde yakın gelecekte yapay yumurta gibi seçenekler erkekler için tek ebeveynliğin yolunu açacaktır.
Erkeğin teknolojik alanda oynadığı put kırıcı rol, sadece geleneksel kabulleri yıkmayacak aynı zamanda homosapiens türünün tüm evrimsel kusurlarını ve dezavantajlarınıda yok edecektir.
Sex robotları insan doğasını ve cinsel pazarı tamamen dönüştüren inovatif teknolojilerdir,ve tüm bağımlı ilişkileri kökten dönüştürebilecek potansiyele sahiptiler.
Erkek merkezci inovatif teknolojiler, yalnızca cinsellik ve üreme alanında erkeği özgür kılmayacaktır.Tekil ev ekonomisi gelişen teknoloji ile birlikte sönümlenecek ve günümüzde ev işlerinde ( yemek mutfak temizlik vb.) kadına bağımlı bulunan pek çok erkek bağımsız yaşama fikrine alışacak yanlız ve özgür yaşamın tadını çıkaracaklardır.
(otomasyon ile çalışan bir temizlik robotu )
Fütüristik sex robotların yıkıcı doğasına karşı Feminist mücadele özünde bir tür parodiyi yansıtır. Feministler on yıllarca erkek icatçılığının ürünü olan kapitalist arzu nesnelerine ilgi duydular bu nesneleri erkekler ile olan asimetrik iktidar ilişkileri içerisinde bir koz olarak kulandılar. Gloria Steinem şu ünlü sözü bir kadının erkeğe olan ihtiyacı bir balığın bisiklete olan ihtiyacından farksızdır sözü on yıllarca erkeğe karşı feminist savaşın sloganı haline getirildi Şimdilerde bu teknolojilerin yıkıcı doğasına karşı çaresizler erkek icatçı bir özne olarak embriyon halinde olan bir robotik devrimin kapısını aralamaktadır.Cinsiyet ile ilgili eski epistemolojik temeller topyekun yıkılırken erkek devrimini destekleyen teknolojik gelişmelere karşı yükselen feminist çığlıklar milyar dolarlık endüstrinin yarattığı arz-talep beklentisi içinde boğulacaktır muhtemelen.
Post kapitalizm geleneksel yeniden üretim ilişkilerini çözerken, grup ilişkilerine dayan tüm sendikalizmi ortadan kaldırdı ve atomik bir cinsiyet kuşağı yarattı. Aşırı üretim ve onun gereksinimlerine uygun olarak radikal bireyci ve hedonist,bir sosyal insanı tipi son elli yıldır neo liberal piyasaya egemendir bu nükler aile sonrası pazar tarafından ikame edilen ve kutsanan sosyal insan tipidir. özgürlük mitinin solo yaşam ile özdeşleşmesinin nedeni budur. Evliik ve birlikte yaşam modeline dayanan akışkan olmayan tüm sendikalizmler piyasanın mantığına aykırıdır,
"Modernizmin sonuna kadar düşünülmüş piyasa modelinde ailesiz ve evliliksiz bir toplum varsayılmıştır. Herkes ekonomik varlığını sürdürebilmek için bağımsız ve piyasanın taleplerine uyabilme özgürlüğüne sahip olmak zorundadır. Piyasa öznesi sonuna kadar tek başına, ilişki, evlilik aile “Engeli” olmayan bir bireydir. Bireyselleşme özgürleşme demek değildir. Daha çok tüketim bilinci ve "Kendi"bilincinin bir karışımıdır.
Aşkın Normal Kaosu, Ulrich Beck
Her çağda egemen olan düşünceler o çağın egemen sınıflarının düşüncelerdir diyor marx. Ekonominin üretimi mutlak anlamda kültürün üretimi ve kamusal söylemin üretimini zorunlu kılar. Günümüzde kamusal söylemi düzenleyen teknolojinin çarlarıdır. Üstelik bunu solun ilerici vaazları ile yapmaktadırlar, toplumsal cinsiyet ideolojileri ile piyasa arasındaki pragmatik ilişki bu anlamda anlaşılabilir. Çünkü toplumsal cinsiyet miti, piyasanın mantığına aykırı olan geleneksel sistemler üzerinde yapı-sökümcü bir role sahiptir. Solun bireye dönük kurtuluş vaazı temelde piyasanın çağrısıdır ve birbiri ile örtüşür.
Son tahlilde, aşırı bir şekilde atomize olmuş ve yabancılaşmış bir cinsiyetler kuşağı, post kapitalist dünyanın, bir görüntüsünü sunmaktadır.Teknik alandaki gelişmeler ile birlikte, kadın ve erkek arasındaki dikotomi ( ikilik ) yok olma eğilimindedir. Her biri özerkleşmiş, kendi yollarına giden, bir cinsiyetler kuşağı bugünkü geleneksel ilişkilerin yerini alabilir.
Cinselliğin ve üremenin, teknoloji ile ikame edildiği, radikal hedonostik bir gelecek tahayyülü, artık daha gerçekçi bir kaçınılmaz gözüküyor. (Feministlerin değimi ile bu kadınlık anlatısının sonudur, aynı zamanda tüm cinsiyet çatışmasının mantıklı finalidir.
Trasnhümanizm postmodern topluma egemen olan radikal epistomolojilerin parçaladığı çift kavramını, yeni türden bir öznellik anlaşı ile değiştirmeyi hedefliyor.Biyo muhendisliğin, genetik bilimin ve makinenin kalıp verdiği türden bir öznellik.
Nietzsche Tanrıyı öldürdü, postmodernizm ise onun mirası olan ahlaki özneyi,Trans hümanizm ise doğal insanı ortadan kaldırmayı hedefleyen bir ereğe sahiptir.
KORAY AKER